Geçmişten geleceğe....

2 Ocak 2017 Pazartesi

Osmanlı Belgelerinde Hemşin Kimliği



Hemşin Tarihinin Genel Hatları

Hemşin Tarihi araştırılması gereken, doldurulması gereken birçok boşluk barındıran bir tarihtir. Ancak yine de bazı temel dönemeçleri belgelenebilen bir tarihtir. Yaşayan kültüre, sözlü tarih anlatılarına, gezgin notlarına dayalı olarak kimi kısımları doldurulabilse de bu tarih çizgisinin tamamlanması için özellikle Osmanlı, Pontus, İran vb. arşivlerin araştırılmasına ihtiyaç var. Bu yazıda Hemşin Tarihi’nin genel hatları konusunda bizi belli ölçüde bilgilendirecek belgelerden söz edeceğiz.

Hemşinlilerin tarihine ilişkin bilinen ilk kayıtlar Ermeni rahip Ğevond ve yine Ermeni rahip Mamikonlu Hovannes’e dayanır. Bu iki kayıtta beyleri Hamam öncülüğünde yapılan bir göçten söz ederler. Ancak bu göçün güzergâhı ve tarihi konusunda bir karışıklık vardır. Ğevond’a göre göç 789-790 tarihlerinde yaşanmıştır. Bu tarihlerde hüküm sürmüş Paşpatrik Yesayi, Arap vostigan Obeydullah ve Bizans imparatoru VI. Konstandin’in adlarının geçmesinin bu tarihleri doğruladığını belirtir. Bknz: ( Levon Haçikyan, Hemşin Gizemi, Belge Uluslararası Yayıncılık, İstanbul, 1997, s. 21) Mamikonlu Hovannes ise göç olayını bu tarihten 160 yıl kadar öncesine yani 626 yılına götürür.

Hemşin tarihi ile ilgili yazan Türk, Ermeni veya yabancı tarihçilerin neredeyse tamamı bu göç olayına referans verirler. Bu göçü gerçekleştiren topluluğun Ermeni Apostolik Kilisesine bağlı bir topluluk olduğu da genel kabul görür. (Bknz: F. Kırzioğlu, Bir Araştırma Yazısı Hemşinliler, Eski-Oğuz (Arsaklı-Part) Kalıntısı Hemşenliler,  Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Haziran 1966, sayı:203, İstanbul 1966 ) Ancak Ermeni Apostolik Kilisesine bağlı bu topluluğun etnik bileşimi tartışma konusu yapılır. Türk tarihçiler genellikle Hemşinlilerin ataları olan Amaduni’leri, zamanın hak dini olan Hıristiyanlığı seçmiş bir Türk topluluğu olarak görürler. Hemşin tarihinin bu dönemini belgelendirmek oldukça zordur. Bu yazının konusu da değildir.

Osmanlı Dönemi’nde Hemşinliler

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1461 de Trabzon’u ve ardından bölgeyi ele geçirdiği tarihe kadar Hemşin’de yaşayan insanlar Ermeni Apostolik Kilisesi’ne bağlı, Ermenice konuşan kendisini Ermeni olarak gören insanlardır. İspir Beyleri ile ilişkilerinden kaynaklı olarak Osmanlı döneminden önce sınırlı bir İslamlaşma olduğu da iddia edilebilir. Ancak Osmanlı kayıtları bunun kitlesel bir olay olmadığını ortaya koyar. Osmanlı belgelerinden bölgenin geçirdiği demografik değişimi takip etmek mümkündür. Örneğin 1530 yılında, Kale-i Bala ve Kale-i Zir’ de görevli 70 Müslüman görevli dışında kalan nüfusun % 68’ i Hıristiyan, % 32 si Müslüman’dır. (BOA, TD.52,53.)

1681 yılında Hemşin’de Ermeni hane sayısı 870, Müslüman hane sayısı ise 209, Ermeni nüfusun oranı %80 dir. (BOA. K.K. 2697, s.122-132)

1842 yılında Hemşin’deki Erkek Ermeni nüfusu 99 kişidir. (BOA. NFS. d. 1144, s. 469–470)
1914 yılına gelindiğinde ise Atina’da (Pazar, Hemşin dahil) 28 Ermeni erkek nüfus mevcuttur. (SAKİN, 2007, s. 260)

Nüfus verileri Hemşin nüfusunun 18 ve 19. asırlarda yoğun bir şekilde Müslümanlaştı(rıldı)ğı şeklinde yorumlanabilir. Peki, Müslümanlaş(tır)ma nasıl yaşanmıştır. Bir yandan Hıristiyan Hemşinli Ermenilerin batıya göç ettiğini bir yandan da din değiştirerek Müslüman olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Müslüman olduktan sonra bölgeden göç eden Hemşinlilerin olduğunu da söylemek mümkündür. Hemşin’de kalanların büyük bölümünün din değiştiren Hemşinli Ermeniler olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü Hemşin’e yönelik nüfusu kökten bir şekilde değiştirdiğini söyleyebileceğimiz göç kayıtları bulunmamaktadır. Ayrıca kendi kökenlerinin Hemşin’e dayandığını ifade eden Hopa / Borçka Hemşinlileri Ermenice’nin Hemşin dialektini konuşmalarına karşın şu anda yaşadıkları bölgede Hıristiyan geçmişe ait kilise vb. kalıntılara sahip değildirler. Buna karşın geldikleri bölgede hem Hıristiyanlığın izleri hem de Hemşince’nin kalıntıları olan yüzlerce kelime, deyim ve yer adları bulunmaktadır. Bu da bu grubun bölgeye göç etmeden evvel Müslümanlaştı(rıldı)ğını düşündürmektedir. Hemşin dialektinin diğer onlarca Ermenice dialektinden biri olduğunu Ermenice üzerine çalışma yapan dilbilimciler ortaya koymaktadır. ( H. Acaryan, Knnutyun Hamşeni Barbari, Yerevan, 1947)

Müslüman Hemşinliler gibi Trabzon’a göç eden Hıristiyan Hemşinlilerin de bu dialekti konuştuklarını Bijişkyan’dan öğreniyoruz. 1817-1819 yılları arasında bölgeyi gezen Minas Bijişkyan; “(Trabzon ) Köylerde de Haçdur denilen ufak mescitler vardır. Köy halkı Hamşen’den (Hemşin), şehirdekiler Ani’den gelmiş olup lehçeleri arasında büyük fark vardır.”  (P. Minas Bıjışkyan; PontosTarihi; çev. Hrand D. Andreasyan; Çiviyazıları 1998; İstanbul; s.108)

Bijişkyan dışında, K. Koch, N. Marr, Clavijo, Feruhan Bey gibi gezgin ve bilim insanları da Müslüman Hemşinlilerin Ermenice’nin bir dialektini konuştuklarını belirtirler.

Osmanlı kayıtlarında milletler sistemi dine dayalı bir sistem olduğu için Müslüman olanların hangi kökenden oldukları genellikle belirtilmezdi. Dolayısıyla nüfus içerisinde Müslümanların oranının artmasını Türklerin oranının artması olarak okumak son derece yanlış olacaktır. Bölge halkının önemli bir bölümünün Laz, Gürcü, Rum ve Ermeni halklarının Müslümanlaş(tırıl)mış torunları olduğu bugün bile bu halkların belirli bir kısmının dillerini korumuş olmasından kolaylıkla anlaşılabilir.  

Hemşinliler bakımından sözünü ettiğimiz bu durumu ortaya koyan nadir birkaç belge neyse ki bulunmaktadır.  


Osmanlı Belgeleri

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine ait aşağıdaki belgeler yukarıda anlatılan durumun birer kanıtı durumundadırlar. İki belge birbiriyle ilişkili belgeler. İlk belge Umum Erkan-ı Harbiye Dairesi (Genelkurmay Başkanlığı ) Dördüncü Şubesi’nin Dahiliye Nezâret-i Celîlesi'ne (İçişleri Bakanlığı) yazdığı bir yazı. Fî 25 Cemâziyelâhir [1]331 ve fî 19 Mayıs [1]329 ( 1 Haziran 1913 ) tarihli yazının orijinalinin Latin harfleri ile dökümü şu şekilde:

Trabzon Vilâyeti'ne tâbi‘ Hopa kazâsına müsâdif Hopa Hudûd Bölüğü mıntıkasındaki Zurpici, Arvala, Çavuşlu, Hayki, Zargina, Gvarçı karyeleri ahâlisi Hemşin ismiyle müsemmâ Ermeni'den dönme Müslüman olub kazânın mütebâki ahâlisinin kâmilen Müslim Lazlardan ibâret idüği ve Hemşinliler saf ve câhil olup bir misyonerin bu mıntıkada muvaffakiyetle iş görebileceği binâenaleyh hükûmet-i mahalliyemizin irşâdâtı Hemşinliler içün derece-i vücûbda olduğu Rusya Hudûd Komiseri'nin Hopa Bölüğü'ne aid raporunun bir fıkrasında gösterilmiş ve mes’ele câlib-i dikkat bulunmuş olmağla iktizâ-yı hâlin ifâsı mütemennâdır efendim.
Yazının günümüz Türkçesine çevrilmiş hali ise şu şekildedir:

Trabzon Vilâyeti'ne bağlı Hopa kazasındaki Hopa Sınır Bölüğü bölgesindeki Zurpici (Yoldere), Arvala (Eşmekaya, Çimenli), Çavuşlu, Hayki, Zargina (Güneşli), Gvarçı (Hendek) köylerinin halkı Hemşin ismiyle bilinen Ermeni'den dönme Müslümanlardan olup ilçenin geri kalan halkının tümü kamilen Müslüman Lazlardan oluşmaktadır ve Hemşinliler saf ve cahil olmaları sebebiyle bir misyonerin bu bölgede başarılı bir şekilde faaliyette bulunabileceği bu sebeple yerel hükümetimizin ikaz ve yol göstermeleri gerektiği Hemşinliler için son derece mühim olduğu Rusya Sınır Komiserinin Hopa Bölüğüne ait raporunun bir maddesinde gösterilmiş ve konu dikkat çekici bulunarak gerekenin yapılmasını temenni ederiz efendim.  (BOA, Dosya: 116, Gömlek no: 65, Fon kodu: DH.İD.- 1331. C. 28.)

Bu belgeye bağlı olarak Dahiliye nezareti 27 Cemâziyelâhir [1]331- 21 Mayıs [1]329 (3 Haziran 1913) tarih ve 388 evrak numarasıyla Trabzon Vilayeti’ne bir yazı yazıyor:

An asl Ermeni iken ihtidâ etmiş ve Hemşin nâmıyla ma‘rûf bulunmuş olan Hopa hudud bölüğü mıntıkasında kâ’in Zurpici, Arvala, Çavuşlu, Hayki, Zargina sâfiyet ve cehâletleri sebebiyle misyonerlerin tesvilâtına kapılmaları Gvarçı karyeleri ahâlisinin safvet-i mütehammil idüği beyânıyla Hemşinlilerin hükûmet-i mahalliyece tenvîr ve irşâdı lüzûmu Rusya Hudûd Komiserliği'nin iş‘ârına atfen Harbiye Nezâret-i Celîlesi'nden bildirilmiş olmağla câlib-i dikkat görülen iş‘âr-ı vâkı‘a nazaran iktizâ-yı hâle tevessül buyrulması bâbında.
Yazının günümüz Türkçesi ile anlamı ise şu şekildedir:

Aslen Ermeni iken din değiştirmiş ve Hemşin ismiyle bilinen Hopa Sınır Bölüğü taraflarında bulunan Zurpici (Yoldere), Arvala (Eşmekaya, Çimenli), Çavuşlu, Hayki, Zargina (Güneşli) köylerinin saflık ve cahillikleri nedeniyle misyonerlerin aldatmalarına kapılmaları Gvarçı (Hendek) köylerindeki halkın bunu safiyane açıklamalarıyla Hemşinlilerin yerel hükümetçe aydınlatılarak doğru yolun gösterilmesi gerekliliği Rusya Sınırındaki Komiserliğimizin yazısına dayanılarak Savunma Bakanlığımızdan bildirilmiş olup durumu anlatan yazının dikkat çekici bulunduğu ve gerekenin yapılması hakkında. (BOA, Dosya: 116, Gömlek no: 65, Fon kodu: DH.İD.- 1331. C. 28.)

Belgeler Ne Anlama Geliyor?

Bu belgeler daha önce sosyal medyada, Agos Gazetesi’nde ve İletişim Yayınları’nın yayınladığı Karadeniz’in Kaybolan Kimliği adlı Uğur Biryol’un derlediği kitapta yayınlandı. Bu yayınlar çerçevesinde çeşitli tartışmalara vesile oldu. Ancak yeterince değerlendirildiği kanaatinde değilim. Çoğunlukla belgenin ortaya koyduğu gerçeği tartışmak yerine hamaset ve her konuda belge belge diye ortalığı velveleye verenler en başta olmak üzere belgeyi küçümseme eğilimi maalesef ağır bastı.
Bu belgeyi küçümseyenlerin dayanaklarından biri “cahil bir müfettişin işi olduğu” argümanı. Böyle bir ihtimal çok zayıftır. Çünkü savaşın yaklaştığı yıllarda sınır güvenliğinin denetlenmesi gibi son derece önemli bir görev çerçevesinde “cahil bir müfettiş” görevlendirileceği çok akla uygun değil. Kaldı ki müfettiş cahil olsa bile önce Genelkurmay’ın ilgili dairesi İçişleri Bakanlığı’na sonra İçişleri Bakanlığı Trabzon Valiliği’ne bir “cahilin” yalan yanlış değerlendirmelerini gönderdi demek aklımızla alay etmek değilse nedir?

Belgenin Hemşinlilerin güvenlik açısından sorun oluşturma olasılığına ilişkin kaygısını ayrı bir tartışma olarak bir kenara bırakırsak esas önemli yönü Hemşin kimliğine ilişkin tanımlamasıdır. Bu tanımlamaya göre Hemşinliler, “Hemşin ismiyle bilinen Ermeni'den dönme Müslümanlar” dır. Aslında bu tanımlama Hemşin adının etnik bir aidiyet adı olarak nasıl ortaya çıktığını da anlamamızı sağlıyor.

Hemşin’in Hıristiyan Ermeni halkı için Hemşin daha çok bir yer adıdır. Onlar açısından Vanetsi olmak, Caniktsi olmak, Ardvintsi olmak ne ise Hamşentsi olmak da aşağı yukarı o demektir. Yani daha çok bir hemşehrilik ilişkisini ifade eder. Konuştukları dilin kendilerine özgü bir Ermeni Lehçesi olması aralarındaki bağı güçlendirmektedir. Ancak bu durum kendilerini ayrı bir kimlik olarak tanımlamalarını gerektirecek bir farklılık yaratmamaktadır. En iyi durumda kendilerine Hamşenahay / Hemşinli Ermeni demektedirler.

Ancak Müslüman Hemşinliler için durum böyle değildir. Müslüman Hemşinliler için Hemşin bir etnik aidiyeti ifade eder. Hemşin adının bu anlamı kazanmasının, Hemşinlilerin Müslümanlaş(tırıl)ması sonrasında ortaya çıkmış bir olgu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Müslüman olan Hemşinliler o günlerde Hıristiyanlıkla özdeşleşmiş bir kimlik olan Ermenilikle kendilerini tanımlamaktan kaçınmışlardır. Bu son derece anlaşılır bir durumdur. Ancak dilleri ve kültürleri ile diğer Müslüman halklar olan Laz, Türk, Kürt, Rum vb. halklardan farklı olduklarını da ifade etmek istemişlerdir. Bu konumları da yaşadıkları yerin adını kimliklerinin ifadesi olarak kullanmaya başlamalarına neden olmuş görünmektedir.